Yazarlar

Merhamet,

Her ne kadar , ‘Merhametten maraz doğar.’ Deseler de , merhamet insan olmanın en üstün merhalesidir.

Her ne kadar , ‘Merhametten maraz doğar.’ Deseler de , merhamet insan olmanın en üstün  merhalesidir.

Refah seviyesi yükseldikçe bak neler oluyor.

Burası Rize, Çamlıhemşin merkezinde Ayder, Zilkale yol ayrımı.

Bu sabah oğlumun arabasıyla ilçeye indim; O’da yapacak işleri varmış, Ardeşen’e gitti.

İlçe çok küçük fakat şirin bir yer.

Yılan gibi kıvrılıp giden Fırtına Deresinin kenarında , ormanlarla kaplı iki dik yamaç arasında kurulu bir yer.

Takvimlere, reklamlara kapak olan meşhur Ayder, Pokut, Sal vs. Yaylalarının ve Zilkale ‘nin bulunduğu , sit alanı ilan edilmiş, boydan boya milli park olarak tescillenmiş, HES’lerin tek giremediği, günden güne ünü artan bir doğa harikası.

Lakin insan unsuru çok önemli, eğitimsiz, kültürsüz, saygısızların yüzünden yerli halk devletten bir şeyler bekler lakin hiyerarşi zinciri içinde devlette duyarsız olunca , cümlesi de son kapı olarak tümünü Allah’a havale etmiş, durumda!..

Neyse ben yine esas konuma geleyim.  İlçede İşlerimi hallettim , üç saat kadar ilçede kaldıktan sonra köye dönmek istedim.

Oğlum , işlerinin uzun süreceğini, geç geleceğini söyleyince , bir şekilde köye dönmeye karar verdim.

Ömrümde ilk defa otostop yaparak 7km. İlerideki köye varmak için tam üç saat bekledim.

Mübalağasız yüzlerce araba geldi geçti yanımdan. Arabaların kimisinde tek, kimisinde iki kişi vardı, az kısmı tam doluydu.

Amma velakin insaf merhamet diye bir şey maalesef maatteessüf yoktu.

Tüm olayı aynı daire içinde mütalaa ederek, yüzde ellisini   hade , dedim ve virüs olayına  bağladım. Diğer yüzde ellisini her türlü tedbirin alınmış olmasına rağmen duyarsız davranmış olmalarını hiç bir şeye bağlayamadım.

Bir Allah’ın kulu durup da buyur kardeşim, demedi.

Oysa ki, benlik şeytanın olsun, hiç bir zaman aynı durumla karşılaştığımda kayıtsız kalmadım, arabamda yer varsa, gideceğim yere kadar  Allah’ın rızası dışında hiç bir karşılık beklemeden aldım.

Ardeşen’den gelecek oğlumu bekledim. Vakit oldukça geç oldu, bir taksi tutup gidebilirdim; inadım inat ,dedim onu da yapmadım, bakalım sonu ne olacak diye bekledim de bekledim.

Nihayet üç saatin sonunda bir tane merhametli insan evladı insan çıktı. Kendi minibüsüyle altı kişilik genç İngiliz turist gurubunu Çat köyüne götürüyordu; ön tarafta boş koltuğa aldı, para da kabul etmedi ve varacağım yere kadar götürdü.

Derecesiz memnun kaldım. İndiğim yerde, dualarımla teşekkürlerimi arzettim, selamlaşarak yola koydum.

Allah(cc) razı olsun. Korktuklarından emin, umduklarına nail olsun.

Olsun ama bu da bir sosyal deney oldu bana göre!..

Ve şuna bütün kalbimle inandım ki, sosyal hayatı düzenleyen ahlak, görgü, hukuk, din kurallarına riayetle hayat sürmek toplumumuzun büyük bölümünce rafa kaldırılmıştır!..

Bu toplum bu hale nasıl geldi, nasıl düzeliriz sizlerin yüksek vicdanlarına bırakıyor, sevdiklerinizle beraber sağlık ve esenlikler içinde değerlerimize sahip çıkarak ömrünüzü tamamlamanızı, duası makbul olanlar, kutsal değerler hürmetine Allah’tan cani gönülden , diliyorum. En kalbi selam ve sevgilerimle Allah’a emanet olunuz.

ZİYA AKÇAL

Eğitimci

İlgili Haberler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın

Kapalı
Kapalı