Yazarlar
Başımıza Gelen ve Gelecek Olan Her Musibet Ellerimizle Yaptıklarımızdandır ve Olacaktır.
Üç yıldır köyümün camisinde görevli imam- Hatip yok. Lojman var, köylünün ilgi ve alakası var ama görevli kişi yok İşte...
Başımıza Gelen ve Gelecek Olan Her Musibet Ellerimizle Yaptıklarımız dandır ve Olacaktır.
‘En Son Haber’ de Diyanet İşleri Başkanlığının “ 15 Bin imam açığı var, şimdilik 5 bin kişi alınacak “ haberi ile karşılaşınca, konunun önemi ve ilgisi münasebetiyle birkaç cümle ile duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Tatil münasebetiyle ilimiz Rize’nin kâh Çayeli ilçesindeki köyüm Çataldere’de kâh eşimin Çamlıhemşin’deki köyü Şenyuva’da geçirmekteyim. Konu ile ilgili olarak bu iki ilçedeki durumlardan az çok haberdarım .
Üç yıldır köyümün camisinde görevli imam- Hatip yok. Lojman var, köylünün ilgi ve alakası var ama görevli kişi yok İşte…
Bir türlü atama gerçekleştirilemiyor!..
Geçen yıl , Çayeli Merkez ‘Eski Cami’de tertiplenen ve yeğenimin de içinde olduğu genç hafızların tilavet programına davetli olarak katıldık. İlçe Müftümüzle bu vesile ile tanışmış olduk. İlçe müftümüze Köylüm adına konuyu hatırlatarak , köyümüzün Camiine bir imam hatip tayin edilmesi işleminin ne zaman gerçekleştirilebilrceğini sordum. “Üç gün sonra göreve başlayacak “, dedi. Bir hafta geçti, gelen yok. Müftülüğü aradım; telefona çıkan muhterem görevli:” Müftü Efendi burada değil, ben yetkiliyim, bana , diyebilirsiniz söyleyeceğinizi” dedi. Ona , Müftü Beyle konuşmamızı hatırlattım. Gülerek,” O , der, öyle kolay değil; Diyanette adamınız varsa olur.” Dedi. Hayretler içinde kaldım. Sadece, Diyanet teşkilatı da mı bu hallere düştü, diyebildim. Teşekkürler, hayırlı günler temennisi ile konuşmamızı sonlandırdık.
Derken , üç yıl üzerine yine ilçemizden bir genç imam hatibin uzun takibat devresi sonucunda köyümüzde göreve başladığını duydum ve çok memnun oldum; ya Rabbi şükür , dedim. Sevincim fazla sürmedi. Tatil için köyüme geldiğimde kendisi ile tanışma fırsatı buldum ve arkasında müezzinlik de yaptığım bir Cuma namazı kıldım.
İmam hatip efendi, sadece Cuma namazları için köye geliyormuş. Bir kaç Cuma’dan sonra kılınan Cuma da son Cuma oldu; rapor almış, gelmedi ve bir daha da gelemeyeceğini söylediğine dair duyum aldım; ne kadar doğru bilmiyorum, önümüzdeki Cuma’larda gelmezse , demektir ki, camimiz ve köy halkı uzun bir zaman daha görevlisinden mahrum bırakılacaktır.
Diyanet teşkilatından ve hiyerarşi zinciri içinde tüm müftülüklerden, şahsım , köyüm ve lüzumunun şart ve elzem olduğu her yerle ilgili olarak ehliyetli, emniyetli, şahsiyetli, imanlı, iz’an’lı , görev sorumluluk ve bilimcinde , aldığı maaşı hakkedecek, Allah(cc) için görevini layıkıyla ifa edecek görevlilerin atanmasını arz ve istirham ediyorum.
Ah ah! İmam hatip ve ilahiyat mezunlarını küçümsediğimizi sanmayın ama medrese , kur’an kursu mezunu ihlaslı, itikatlı , işin ehli hafız ve hocaların diplomaları olmadığı için görevlendirilmemeleri de kim ne derse desin bana yanlış geliyor. Diyanet bünyesinde görevlendir; yanlışını görürsen gereğini kanunlar muvacehesinde yap.
Kemiyet değil, keyfiyet önemlidir, bilinir de maalesef maatteessüf itibar edilmez.
Nerdeyse imam ve müezzin kadrosu kadar memur ve sair kadro var, deniyor. Varsa neden birinci derece görev için istihdam edilmez, camiler imamsız bırakılır?
Diyanette görevli imam hatip, müezzin kadrosu yanı sıra, müftülüklerde, diyanet işlerinin çeşitli kademelerinde, yut içi ve yurt dışında yüz binleri aşkın görevli yanı sıra, din kültürü öğretmenleri, kur’an Kursları ve buralarda görevli bay bayan hocalar; saymakla bitmez tarikat ve cemaatlere rağmen ülkemiz insanının maneviyat durumu ve din kurallarına ne derece uyum içinde olduğu hepinizin malumudur.
Misal mi istiyorsunuz, alın size misal: girin goghleye bir araştırın bakalım: Türkiye’de %4 ateist, % 6 Deist, % %8 Agnostik vs. Var, deniyor.Boşanmış olmasına rağmen birlikte yaşayanlar, nikâhsız birliktelikler, envai çeşit ahlaksız guruplar.., kadın cinayetleri, uyuşturucu tacirleri, gaspçılar, hırsızlar, sahtekârlar…Say say bitmiyor. Bunların hepsi bu ülke vatandaşı ve aramızda dolaşıyor. Her an her türlü saldırıyla karşı karşıyayız. Şerlerinden Allah’a sığınır; yine O’na havale ederiz.
Peki, din dairesi içinde kendine bir yer edinmiş olan kişi ve guruplar bu olumsuz durumların ortadan kaldırılması için sokağa çıktıklarını, sadece doğruları naklederek insanların kurtuluşuna vesile olduklarını duyan, gören var mı? Pek yok gibi, ( iyileri tenzih ederiz) din üzerinden çıkar sağlama peşinde ve vurdum duymazlık içinde olanların sayısı oldukça kabarık.
İmamlar biliyorum , diplomalı ama ilim yok, itikat yok, emniyet yok, şahsiyet yok , sorumluluk duygusu yok, ahlak yok, ezan bitikten sonra sigarasını atıp, ağzını çalkalama bile yapmadan camiye giren, okey masasından kalkıp camiye giden, içki içen … şikayet edildiğinde de bir şey yapılamayan … Allah(cc) böylelerini ve böylelerini istihdam edenleri de ıslah etsin, başka daha ne , diyeyim?
Muhteremler,İyi bilinmelidir ki, İmanını yaşadığı hayata aksettirmemiş olanlar ; nefsini terbiye etmeyenler başkalarını asla terbiye edemezler.
Sadede gelirsek, sosyal hayatımızın durumu hiçte iç açıcı değildir. Sebebine gelince ; sosyal hayatı düzenleyen ahlak, görgü, hukuk, din kurallarına uyarak hayat sürenlerin sayısı yüzde beşleri geçmemektedir.
Müstehzi tavırlarla gülüp geçenler olacaktır. Öyle mi, öyleyse hodri meydan, başta nefsim olmak üzere müslümanım , diyen herkesi şu yemini yapmaya davet ediyorum . Yalan da dese kabulümdür çünkü, “ Gözlerin hain bakışını, kalplerden geçeni bilen Allah(cc), ( Mümin Süresi: 19. Ayet) ayeti mucibince vekil olarak yeter ve gereğini mutlaka yapar; yeter ki, sabırlı olalım. Bu nedenle kendimi müsterih addediyorum.
“ Davacıya delil, davalıya yemin.” Hadisi Şerif’i mucibince , abdestli olup, sağ elinin içini Kuran’ın üzerine koyarak yapılacak yemin şudur.
“ Ben akil baliğ olduğum günden bugüne kadar ahlak, görgü, hukuk, din kurallarına mugayir (aykırı) hiç bir tutum ve davranış içinde olmadım. (Amir, hakim, Başkan, müdür, yönetici, patron , hacı, hoca vs. Ne İse , mugayir davranışta bulunulmasına müsaade etmedim.) Zerre kadar yalanım varsa, Allah’ın, Kur’an’ın, evliyanın, enbiyanın, duası makbul olanların laneti üzerime olsun; ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) kıyamet günü benden şefaatçi olmasın. Yerim ebedi cehennem olsun. “ Diyebilen Salih kuldur, ona helal olsun, bu aciz muallim de ona köle olsun.
Nereden nereye derken bayağı uzun oldu. Affınızı ve herkesin ahlak, görgü, hukuk , din kurallarına uygun hayat sürmesini ve nesline iyi örnek olmasını istirham ediyor, sağlık ve esenlik dileklerimle, sevdiklerinizle beraber geçireceğiniz nice yıllar temennisiyle en kalbi selam ve sevgilerimi arz ediyorum.
Allah’a emanet olunuz. Z. Akçal