Yazarlar

AKP VE YENİ NESİL MÜSLÜMANLIK

 

 

AKP VE YENİ  NESİL MÜSLÜMANLIK

Türkiye’de ümmetçi söylem AKP öncesinde mağdur edilmiş bir kitlenin sesiydi ve ümmetçi olmak politik ve ekonomik bir bedel gerektirmiyordu. Sırf başörtüsü yüzünden üniversite eğitimi alamayan kamuda hatta özel sektörde dahi iş bulamayan gençlerimiz vardı.
AKP ile başlayan süreçte artık özgür oldukları gibi, başörtüleri referans değeri taşıyor bile diyebiliriz.

Peki ne oldu da mevcut hükümetin bir kilometrelik alana ortalama üç cami yaptırmasına, gençlerimizin bilime, üretime, teknolojiye yönlendirecek Fen liseleri yerine neredeyse her mahalleye İmam Hatip lisesi açmasına, cemaatlere, tarikatlara sunulan tüm ayrıcalıklara, Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan devasa bütçeye rağmen ümmetçi kesimde ateizm neden hızla tırmanıyor?
Dahası AKP hükümetine kadar burjuva-kapitalizmi İslamiyetin felsefesi ve mantığıyla örtüşmezken,’’Her konuda aşırılıktan, israf ve tefritten uzak durun orta yolda olun,sadelik, iyilik ve doğruluğu savunun, sakın dünya hayatı size aldatmasın, yeyin, için fakat israf etmeyin çünkü Allah israf edeni sevmez” diyen bir peygamberi rehber edinen bir ümmet devlet eliyle nasıl böyle bir kitleye dönüştürüldü?

“Muhafazakar kesim” dediğimiz ama aslında inancı ortalamanın daha üzerinde olan bu insanlara ne oldu da düne kadar doğum günü kutlamazken, bugün bebeklerine pırlanta yüzük aldıkları şaşaalı doğum günü partileri düzenleyen, abartı ve görgüsüzlükle sosyete partilerini aratmayan mevlitler yapan, binlerce dolarlık çantalar, güneş gözlükleri kullanan, akılları zorlayan son model Jeeplerle gezen yeni nesil bir Müslümanlığa dönüştü?

AKP’nin kuruluşuna gittiğimizde, çekirdek kadrosu siyasal İslamcı bir kökenden olup, öncesinde de Refah-Fazilet partilerinde deneyim kazanmış alanında çok iyi isimlerden oluşuyordu. Bu kadro, başörtüsü yüzünden başta üniversite eğitimi ve kamuda çalışmak olmak üzere inançları doğrultusunda her alanda var olmak isteyen bu insanlar için umut olmuştu.
Beklentileri arasında en önemli olan unsurlar ise AKP iktidar olduğunda İslami ahlakı ilke edinmiş, dini sadece bir ibadet sistemi olmaktan çıkarıp, sınırlarını daraltmadan,dininin emrettiği gibi manevi değerleri doğrultusunda yaşayan , güzel ahlaklı, hoşgörülü, mütevazi yaşamıyla halka rol model olacak, rüşvet ve türevlerinden uzak, yandaşını kayırmayan, adil, hak ve hukuk ilk önceliği olan, ülkeyi yönetme şekliyle siyasete yeni bir boyut kazandıracak ve toplumun her kesimini kucaklayıp muhalif partilerin yanı sıra halka örnek olacak homojen bir iktidardı. (Her seçim öncesi vaat ettikleri gibi.)

Derken;
Camide rakı içen! solcuların bile yapmadığı yapılıp Allah’ın yasak ettiği domuz eti, çoğunluğu Müslümanların oluşturduğu bir ülkede serbest bırakıldı.
Derken;
Allah’ın yasakladığı ’’zina” suç olmaktan çıkarıldı.
Derken;
Yine en büyük günahlardan biri olan faiz Diyanete kadar girdi ve ülke faiz batağında.
Derken; TC kimliklerinden din ibaresi kaldırıldı.
Mevcut iktidarın hazırladığı bu nedenle adı İstanbul olan tartışmalı sözleşmeye değinmiyorum bile…

Peki din olgusu bu iktidarın neresinde?
Dini bu ülkede miting meydanlarında, ulusa seslenişte yani siyasetin tam göbeğinde bulabilirsiniz…

Ve 18 yılın ardından elimizde ne var?

İslami ahlakını, adaletini ve hukuğunu baz alıp ülkeyi yöneten, adı yolsuzluğa karışmamış, adil, mütevazi, hoşgörüsüyle vatandaşlarını kucaklayan, halkın çıkarlarını, bireysel çıkarlarının üstünde tutan “Gerçek Müslümanlık buymuş” dedirten bir iktidar mı?
HAYIR!

Tam tersine eline Kuranı-Kerimi alıp siyaset yapan, adının karışmadığı yolsuzluk kalmayan ve aklanamayan, ’’halk’’ anlayışı yandaşlarıyla sınırlı olan, abartılı müsrif yaşam tarzıyla kendi kitlesine lüksü ve İslam-kapitalizmini öğreten, hak/hukuk anlayışını kendi çıkarlarına göre yeniden şekillendirip kullanan, din, milliyetçilik, ’’ yerli, milli’’ argümanlarını siyaset malzemesi yapan ve ekonomiyi bir çıkmaza sokup alınan yanlış kararlarla ülkeyi bu günlere taşıyan bir iktidar var .

İktidar partisi AKP’ nin seçmenleri ve sempatizanlarına bir göz atarsak;

1. AKP ile özgürlüğüne kavuşup; sonradan görme ve abartılı tarzlarını, toplumun gözüne sokan, arka yüzü İslamcı ön yüzü süslü-man olan (Bu insanlar aynı zamanda şatafatlı yaşam tarzlarıyla inançları ‘’Elhamdülillah Müslümanım’’dan öteye gitmeyen insanlar için de kötü örnek oluşturup İslamiyetten daha da uzaklaşmasına neden olan) kitle.

2. AKP den aldığı ihalelerden beslenip semirenler, borçları silinen, suçları hasıraltı edilenler, insanların haklarını gasp edip tüm sülalesini devletin kadrolarına yerleştirenler (hatta bunun için özel pozisyonlar yaratanlar) yani yandaş olmanın tüm ayrıcalıklarını kullanan çevreler.

3. Bir de açlık sınırının altında yaşayıp sorgulamadan, körü körüne biat eden, batının gerçekten de bizi kıskandığına inanan, evine ekmek götüremeyip, kendisini yöneten insanların edindiği haksız serveti ve gücü hak gören cahil bir seçmen kitlesi var …

Aslında tüm bu unsurları göz önüne aldığımızda, AKP gençliğindeki derin kırılmaya, toplumdaki kafa karışıklığına, ( İmam Hatiplilerin başını çektiği) insanların İslamiyetten uzaklaşmasına ve en uç nokta olarak Deist ya da Ateist olmasına çok da şaşırmamak lazım.

S.Semra SARAL


 

İlgili Haberler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın

Kapalı
Kapalı